KALABALIKLAR İÇİNDE NE KADAR YALNIZIZ?

Anne karnında her şeye yettiğimizi düşünürüz. Bu bir bebek için ihtiyaçlarını kendisinin karşıladığını düşündüğü tümgüçlü bir yerdir. Acıktığında kendini doyuran, yeri geldiğinde kendisini sakinleştiren…

Bir zaman sonra doğumla birlikte bir dünyaya ve ötekine fırlatılırız. Bu fırlatılmışlık bizi hem bir başkasına bağımlı kıldığı gibi, diğer yanıyla da tümgüçlü olduğumuz ilüzyonundan bizi uzaklaştıran bir yerdir. Artık hayatta kalmak için bir öteki lazımdır. Acıktığında karnını doyuran, yalnız kaldığında yanında ona kucak açan, canı acıdığında sakinleştiren… Ezcümle öteki yoksa, bu durum var oluşumuzun sonlanmasıyla eş değerdir, elzemdir. Dünyaya ilişkisel bir gerçeklikle gelir ve bu gerçeklik üzerine varlığımızı gün be gün inşa ederiz.  Fairbrain bu durumu ‘Denilebilir ki yalnızlık, sadece teorik olarak mümkündür’ olarak açıklar.

Yalnızlık kavramı için bugüne kadar binlerce cümle kuruldu. Binlerce şarkı bestelendi, binlerce kere bu duyguyu tarif etmek için farklı sanat akımlarından faydalanıldı, onlarca düşünür binlerce fikir ortaya koydu. Hayatta varsak, daha binlercesi de yolda..

Peki nedir yalnızlığın hayattaki var oluşumuzu belirlemede bu denli özel oluşunun sebebi?

Hayattaki edinimlerimiz bir ötekinin varlığı ile ilişkili. Ötekinin gözünden kendimize baktığımızda gördüğümüz yer, düşünce duygu ve davranışlarımızın belirleyicisi. Öteki ile birlikte hayal kırıklığı yaşayabilir, kendimizi yeterli ya da incinmiş gibi duygularda görebilir, sınırlarımızı ve ihtiyaçlarımızı görebilir, ‘Ben kimim ve bu hayattan ne bekliyorum?’ sorusunun cevaplarını bulma yolunda anlam yolcuğuna çıkabiliriz. Kurduğumuz habitatta öteki ile devrilirken, yine aynı öteki ile doğrulabiliriz.

Bu ise önce kendimizle nasıl ilişkilendiğimizle başlangıç noktasını oluşturuyor. Akabinde ise yalnızlığımızı nasıl ele aldığımıza dair bir bakış geliştirdiğimizi sorgulatıyor. Her birimizin yalnızlık anlamı, yalnızlıkla sınırı, teması biricik. Kimi için korkuyla eşlik eden bir duygu iken, kimimiz için de sığınılacak bir liman… Hangi şekilde ele aldığımız ise ruhsallığımızla nasıl ilişkilendiğimizi bize söyler nitelikte. İçimize bakmak meşakkatli bir yol ve bazen sivri virajlar almamıza gebe.  Hele ki bu yolculukta yollar ebediyen ‘öteki’ne çıkıyorken…

Ötekine çıkan yolların bir de kendimize çıkan bağlantı yolları sunması gerçeği var. Öteki, aslında bizim dışımızda olup biten pek çok şeyi temsil ediyorken bir de bizi kendimizle buluşturmanın yollarını sunuyor. Bir ilişkinin içinde ‘ben kimim, bu hayattan ve insanlardan ne bekliyorum, kendimle temas edebiliyor muyum, sınır koyabiliyor muyum, sürekli almak mı yoksa vermek mi en iyi bildiğim, hangi duyguları almak ya da vermek önceliğim, sevmek ve sevilmek için neler yapıyorum, neleri önemli olduğunu düşünüp altını çiziyor, nelerin benim için önemsiz olduğunu düşünüp üstünü karalıyorum, tekrar eden döngülerim neler ?’ gibi pek çok soruyu cesaretimiz ve niyetliliğimiz varsa sormaya ve cevaplarını bulma yolcuğunda olma imkanı bulabiliyoruz. Şu kısmın altını çizmek önemli olabilir: Hayattaysak ve gün be gün ilişkilerin hamurunda yoğruluyorsak, bu soru ve cevaplar şekil değiştirerek bizimle birlikte olacaktır. Cevabını bulduğumuzu düşündüğümüz bir formülümüz biz insan canlısı için gerçekçi değil. O yol ve yolculukta kalabilmek aslolan… Irvin Yalom ‘un ‘Nietzche Ağlağında’ kitabında belirttiği ‘Eğer kendi yalnızlığımızı kucaklamazsak, inzivaya karşı kalkan olarak başka birini kullanırız’ cümlesi önce kendimiz, sonrasında da öteki ile kurduğumuz ilişkiyi özetler nitelikte.

Yalnızlığın ilk çağrışımları olumsuz duygu ve düşünceler gibi gelse de, modern dünyanın bize dayatmaya çalıştığı daimi mutluluk halinde kendimizle temasımız kapı deliğinden kendimize bakmak gibi, sınırlı. Yalnızlıkta kalmak hali, bütünümüzde neler olduğunu ya da olabileceğini söyler nitelikte. Yolu kendine çıkmasını isteyen herkese kapıları açık. Kapıyı çalmak ise biricik kendiliğimizin içini açıp bakmaya gönüllülüğümüzle ilişkin.

 

Çift Terapisti & Cinsel Terapist Arzu Kara

ÖZGEÇMİŞİ İNCELE

 

 

Menü